-
1 mal
mal1 Großvieh n, Rindvieh nmal2 Eigentum n; Vermögen n; fig Bestandteil m (der Geschichte); ÖKON Ware f; fam Moneten pl, Zaster m; fam Kerl m, Subjekt n; fam Stoff m, Rauschgift n;mal bildirimi Zollerklärung f;mal birliği JUR Gütergemeinschaft f;mal bulmuş gibi in Hochstimmung;mal canın yongasıdır „auch Besitz ist ein Teil der Seele“, (auch Geldverluste sind schmerzlich);mal canlısı habgierig;mal edinmek zu Geld kommen;-i kendine mal etmek sich (D) zu eigen machen; abw nur für sich in Anspruch nehmen;-i … liraya mal mal etmek einen Selbstkostenpreis von … Lira erzielen;mal kaldırmak erwirtschaften;-e mal olmak kosten A, sich belaufen auf;mal sahibi Eigentümer m, -in f;mal sandığı Finanzkasse f;mal yapmak fam Geld machen;malı götürmek Reibach machen;malın gözü übel, nichtsnutzig (Kerl) -
2 lift
kaldirmak, yükseltmek; (bulut, sis, vb.) yükselmek, dagilmak; bitmek, ortadan kaldirmak, son vermek; araklamak, yürütmek; (baskasina ait düsünce, yazi, vb.) çalmak, kendine mal etmek, kaldirma, yükseltme; kaldirma kuvveti; asansör; arabasina alma, parasiz -
3 abbrechen
ab|brechen1) ( Stück) kopmak2) ( unvermittelt aufhören) kesilmek2) ( Gebäude) yıkmak4) ( Zelt) toplamak, kaldırmak5) ( Reise) yarıda bırakmak, devam etmemeksich einen \abbrechen (sl) ( Umstände machen) zahmet etmek, zahmete girmek [o katlanmak] -
4 ziehen
ziehen <zieht, zog, gezogen> ['tsi:ən]I vt1) ( allgemein) çekmek (an -den); ( zerren) çekmek, sürüklemek; ( Anhänger) çekmek; ( dehnen) uzatmak;jdn am Ärmel \ziehen birini kolundan çekmek;jdn auf seine Seite \ziehen birini kendinden yana çekmek;alle Blicke/die Aufmerksamkeit auf sich \ziehen herkesin bakışını/dikkatini üstüne çekmek;etw ins Komische/Lächerliche \ziehen bir şeyi komikleştirmek/gülünçleştirmek;Saiten auf ein Instrument \ziehen bir çalgıya tel takmak;der Honig zieht Fäden bal iplik iplik oluyorZigaretten \ziehen (otomattan) sigara çekmek;Fäden \ziehen iplikleri çekmek [o almak];einen Vorteil aus etw \ziehen dat, bir şeyden çıkar sağlamak3) (heran\ziehen) çekmek (an/auf -e/-e);das Boot ans Ufer \ziehen tekneyi kıyıya çekmek;mich zieht überhaupt nichts nach Schweden İsveç beni hiç çekmiyor;es zieht mich nach Hause/in die Ferne canım eve/uzaklara gitmek istiyor4) ( Linie) çekmek;7) math almak;die Wurzel aus einer Zahl \ziehen bir sayının karekökünü almak8) ( im Kartenspiel) çekmekein gezogener Wechsel keşide edilmiş bir poliçeWein auf Flaschen \ziehen şarabı şişelere doldurmakII vi1) a. auto çekmek;das Auto/der Kamin zieht gut ( fam) araba/baca iyi çekiyor;er zog an seiner Pfeife piposunu tüttürdü;lass mich mal \ziehen ( an der Zigarette) bırak bir fırt çekeyimich ziehe nach Aachen Aachen'e taşınıyorum;sie \ziehen aufs Land şehrin dışına taşınıyor3) sein ( gehen, wandern) gitmek (zu/nach -e/-e); ( durchqueren) geçmek ( durch -den); ( Vögel) göç etmek;in den Krieg \ziehen savaşa gitmek;die Jahre zogen ins Land aradan yıllar geçti;4) ( im Spiel) sürmek, hamle yapmak;mit dem Turm \ziehen kaleyi sürmek5) ( Tee) demlenmek;den Tee zwei bis drei Minuten \ziehen lassen çayı iki üç dakika demlemek [o demlendirmek]das zieht bei mir nicht bu bana sökmez;dieser Trick zieht immer bu oyun her zaman söker7) ( schmerzen) sızlamakIII vrsich \ziehendieses Thema zieht sich durch das ganze Buch bu konu bütün kitap boyunca uzar gider2) (sich ver\ziehen) çekilmekes zieht! cereyan [o kurander] yapıyor!
См. также в других словарях:
mal kaldırmak — ürün elde etmek Kendisi şu kadarcık tarla sayesinde ancak akşamları bir kaşık sıcak çorba içecek kadar mal kaldırabiliyor. N. Nâzım … Çağatay Osmanlı Sözlük
mal — is., Ar. māl 1) Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı. Ö. Seyfettin 2) Büyükbaş hayvan Boz atlar yağız değildi, artık; mallar erimiş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük